Motosikletin Tarihi
Hayatımızda önemli bir yeri olan severek kullandığımız motosikletlerimizi biraz yakından tanımaya ne dersiniz ?
Motosiklet İki tekerlekli motorlu taşıtlardır. Motor gücü ve yapısına göre mobilet (motorlu bisiklet) ve motosiklet olarak iki ana tipi vardır. Mobilet veya motorlu bisiklet, bilinen bisiklet yapısına düşük güçlü bir motor takılmasıyla elde edilen taşıttır. Genellikle motor hacimleri 50-60 cm3 ve maksimum hızları saatte 50-60 km arasındadır. İkinci Dünya Savaşı öncesi Avrupa’da halkın bisikletlere küçük motorlar takmasına kadar dayanır. İlk motosikletler de bu yapıdaydı. Düşük maliyetleri ve hafif olmaları sebebiyle ilgi gördü.
Motosiklet hem motor hem de konstrüksiyon bakımından mobiletlerden daha güçlü bir yapıya sahiptir. Kullanılış yerlerine göre, şehir içi ve şehir dışı maksatlı olarak ikiye ayrılabilirler. Şehir içinde ve köy yollarında kullanılan tipleri 80-400 cm3 hacminde, tek silindirli, hafif yapılı taşıtlardır. Maksimum hızları saatte 140 km’yi geçmez. Bunların scoter denilen küçük tekerlekli ve kaynaklı sacdan yapılan gövdeleri olan tipleri de vardır. Ulaşımda kullanılan tipleri 400-1000 cm3 hacminde güçlü vasıtalardır. Bunların orta güçlü olanları 400-500 cm3 hacminde, 2-3 silindirli, saatte 150-160 km hız yapabilen, 200-250 kg ağırlıkta vasıtalardır. Profesyonel maksatla kullanılanlar ise 500-1200 cm3 hacminde, 4-6 silindirli, saatte 200-220 km hız yapabilen güçlü vasıtalardır. Bunlar, normal otomobillerden bile daha hızlı ve hareket kabiliyeti yüksek vasıtalardır.
Ayrıca özel maksatlı olarak kullanılan yarış motosikletlerinin çeşitli tipleri vardır. Engebeli arazide yapılan motokros yarışmaları için kros motosikletleri geliştirilmiştir. Bunlarda yükseklik arttırılmış, vites oranları düşürülmüş, derin çivili lastikler kullanılmıştır. Çok iyi süspansiyonlarla donatılmış, hafif ve her türlü şartlarda gidebilen motosikletlerdir. Yol ve pist yarışlarında kullanılanlar ise en güçlü motosiklet tiplerindendir. Bunlar 150BG gücünde saatte 300 km hız yapabilen, rüzgar direncini azaltabilmek için kısmi kaporta kullanılan vasıtalardır. İki motorlu kapalı kaportalı 400 km/saat hıza ulaşan bazı sürat motosikletleri, iki tekerlekli olmaları dışında motosiklete pek benzemez.
Motosiklet Tarihi
Kaynaklarda motosikletin keşfi olarak aynı tarihte gerçekleştirilen iki teşebbüs vardır. 1885 tarihinde Alman Gottlieb Wilhelm Daimler kendiliğinden tahrikli bir motor yapmak için, ön model olarak, iki zamanlı bir benzin motorunu bisiklette deneyerek, motosikleti gerçekleştirmiştir.
Alman G. Daimler’in Motosikleti (1885)
Aynı tarihte yine bir Alman, Haury Hildebrand, bisikletin üzerine buhar motoru takarak kendi motosikletini yapmıştı. 1892’de Hildebrand Alois Wolfmüller ile birlikte iki zamanlı sonra da 4 zamanlı motora sahip motosikletler yaptılar. Bu ilk motosikletlerde arka tekerlek motor volanı olarak kullanılıyor, kayışla tahrik ediliyordu. Bütün bu tiplerde birinci motora ilk hareketi pedallarla veriliyordu.
Birinci Dünya Savaşı sonunda daha hızlı ve dayanıklı araçlar yapıldı. Yapıları ağırlaştı, oturma yerleri alçaltıldı. Ön çatala, biniciyi yol şartlarından korumak için süspansiyon takıldı. Motosikletin motor ile arka tekerlek arasına iki-üç vitesli bir dişli kutusu, bir sürtünmeli debriyaj ve rulolu zincirlerle sağlanan bir güç aktarma (zincirle tahrik) sistemiyle donatılmaları en önemli gelişmelerinden biri sayılır. Motor, eski modellerde pedalın bulunduğu yerdeydi. Motosikleti itme mecburiyeti, ayak marşı takılmasıyla son buldu.
Başlangıçta düşük motor gücüyle motosikletler motorlu bisiklet yapısındaydı. Daha sonraları yapılan yüksek güçlü modeller, hem iyi dengelenmemiş olduklarından, hem de motosikletin konstrüksiyon yapısının yeteri kadar güçlü olmamasından problemler çıkardılar. Lehimli, kaynaklı boru kadrolarla yapılan gövde çabuk kırılıyordu. Buna çözüm olarak 1945’ten itibaren kaynaklı sacdan yapılmış gövdeleri olan scooter’ler geliştirildi. Scooter’larda araca küçük tekerlekler takılarak, motoru daha aşağı, eğik konuma yerleştirerek ağırlık merkezi aşağıya kaydırılıp, aracın dengesi iyileştirildi.
Günümüzdeki motosikletlerde kullanılan çelik alaşımları, en güçlü motorlara bile dayanabilecek yapıdadırlar. Daha alçak yapılı ve daha ağır olduklarından araçların ağırlık merkezi alçaltılarak gayet iyi bir denge kazandırılmışlardır. Bu sebeplerden günümüzde skuterler azalıp kaybolmaya yüz tutmuşlardır.
Yapıları ve Dizayn
Tek ana parçadan meydana gelen bir yapıları vardır. Ön tekerlek, teleskopik bir çatal bağlantı ile sarmal (helisel) yaylar ve hafif yağ kullanarak, süspansiyonu sağlanmış ve desteklenmiştir. Arka tekerler ‘U’ şeklinde bir eleman tarafından, otomobil tipinde amortisörlerle desteklenmiştir. Amortisörler tekerlekle ana gövde yapısının arka tarafına hafif eğik olarak bağlanmıştır. Ana yapı çelik boru eleman ve çok yük taşıyan kısımlarda çelik levha-köşebentlerle desteklenmiştir.
Hidrolik disk frenler 1970’lerde kullanılmaya başlandı. Bütün hafif modellerde bu istenilir. Ön tekerleklerde standart olarak kullanılır. Yalnızca mobiletlerde ön tekerleklerde papuçlu tel frenler bulunur. Çoğu motosiklette arka tekerleklerde tanbur frenlere rağmen, gün geçtikçe disk frenlerin kullanılması artmaktadır. Tekerlekler tel yapılı ve tek döküm parça şeklindedir.
Motosiklet Türleri
1-6 silindir arasında 50-1200 cm3 hacminde tek sıra, V, ters konumlarda yerleştirilen çeşitli tipleri vardır. İki veya dört zamanlı modelleri en çok kullanılanıdır. Su ve hava ile soğutmalı olabilirler. Dört zamanlılarda otomobile benzeyen bir yağlama sistemi vardır. İki zamanlılarda yağlama, yağ-benzin karışımıyla gerçekleştirilir. Ama bu motorlar, artık yalnızca ucuz modellere takılmaktadır. İki zamanlılarda süpab sistemi döner ve titreşimli, dört zamanlılarda ise üstten kam tahrikli süpab sistemi kullanılmaktadır.
Motosiklet motorları normal otomobil motorlarına göre daha gelişmiştir. Otomobillerin 16 cm3 motor hacmi için 1 BG güç vermelerine karşılık, motosikletlerde iki zamanlılarda 2 BG ve dört zamanlılarda 1,4 BG güç elde edilerek daha yüksek performans göstermektedirler. Bunu sağlamak için her silindire ayrı karbüratörlü ve ön yanma odalı motor tipleri kullanılır. Motosiklet motorları yarış arabalarının güç/hız oranlarına yaklaşan bir performans gösterirler. Aynı zamanda otomobillerden daha ekonomiktirler.
Vites kutuları mobiletlerde üç, motosikletlerde ise genellikle dört viteslidir. Özel hallerde, güçlü tiplerde 5-6 kademeli vites kullanılabilir. Elle veya ayak pedalıyla kontrollu, çok diskli yağ banyolu, sürtünmeli, kavramalı vitesler kullanılır. Vites değişikliği otomobillerdeki gibi dişlileri aynı hıza getirip vites değiştiren bir senktromeş tertibatıyla değil kastonyola mekanizmasının vites pedalına yaptığı basınçla gerçekleştirilir. Bu yüzden vites değiştirme otomobillerden daha hızlıdır. Bazı küçük modellerde otomatik vites vardır.
Özellikle güçlü motosikletlerde göstergeler otomobile benzer şekildedir. Mobiletlerde yalnızca hız ve motor devir (takometre) göstergeleri bulunmasına karşılık, bunlarda yağlama ve benzin göstergeleri, elektrik sistemleri için uyarıcı ışıklar bulunur. Pahalı modellerde elektrikli marş motorları, dönüş sinyal lambaları da vardır. Gaz kumandası, sağ gidon sapı çevrilerek yapılır. Sağ gidonda ön fren, soldakinde debriyajı çalıştıran kollar vardır.
Motosiklet Yarışı
Belirli bir pistte veya açık arazide motosikletle yapılan heyecanlı fakat tehlikesi çok olan spordur. Yarışlar hıza ya da puana dayalı olarak yapılmaktadır.
İngiltere’de Turist Kupası Motosiklet Yarışları
Motosiklet yarışı, otomobil yarışlarından sonra 1897’de İngiltere’de Londra yakınlarında Richmond’da ilk olarak yapıldığı tahmin edilmektedir. İlk milletlerarası motosiklet yarışları Avusturya, İngiltere, Almanya ve Fransa’nın katılmalarıyla 1904’te Fransa’da düzenlendi. Aynı yıl içersinde günümüzde milletlerarası motosiklet pist yarışlarını düzenleyen FIM (Uluslararası Motosiklet Federasyonu) kuruldu. İlk pist yarışı 1907’de İngiltere’de yapıldı. Aynı yıl içersinde Man Adasında düzenlenen Otomobil Birliği Turist Kupası (TT) yarışı İngiltere’de yapıldı. Bu yarış 1911’den beri dünyanın en uzun ve en ünlü yarışlarındandır. Yarışın yapıldığı parkur uzunluğu (60.72 km), 264 dönemeçli olmasıyla da Ünlüdur.
Başlıca milletlerarası motosiklet yarışları, Grand Prix (Büyük Ödül) yarışları olarak isimlendirilir. İlk Grand Prix yarışmaları 1920’de Fransa’da, 1921’de Belçika ve İtalya’da, 1922’de İsveç’te, 1923’te Almanya’da düzenlenmeye başlanmıştır. 1969’a kadar yapılan motosiklet yarışı şampiyonalarında motor silindiri hacimleri 125, 250, 350 ve 500 cm3 olarak 4 grupta yapılıyordu. Daha sonraları 50 cm3 hacimli motorlarla sepetli motosikletlerde yarışlara katılmaya başladı. Bir Grand Prix yarışını birinci olarak bitiren 15 puan, ikinci bitiren 12 puan, üçüncü bitirene 10 puan alır. Puanlama bu şekilde devam eder. Onuncu ise bir puan alır.
Bundan başka Amerika-İngiltere ikili yarışlarıyla ünlü yol yarışı olan Daytona 500 motosiklet yarışları da dünyaca ünlüdur.
Motosiklet yarışları bir bitiş çizgisine ulaşmak için yapıldığı gibi puan sistemine dayalı olarak da yapılmaktadır. FIM’ın düzenlediği Dünya Kupası şampiyonaları 1949’da başlamıştır.